Matematik, öğrenciler açısından tam bir ’fobi’ niteliğinde. Rakamlar ve
formülleri korku filminden çıkmış gibi izleyen çoğu öğrenci birçok
sınavda aslında çok basit olan 4 işlemi bile yapamıyor. Peki matematiğin
’kâbus’ haline gelmesine hangi önyargılar yol açıyor?
Öğrencilerin geçmişten günümüze matematik dersinde zorlandıkları
inkâr edilemez bir gerçek. Acaba matematik gerçekten başarılı olmanın
imkânsız olduğu bir ders mi? Kesinlikle değil. Her insanın farklı ilgi
alanları ve farklı yetenekleri vardır. Bir öğrencinin matematiğe karşı
ilgisi ve yeteneği fazla olmayabilir, sosyal alanlara, yabancı bir dile,
spora veya müziğe karşı daha yetenekli olabilir mesela. Fakat bütün
bunlar matematiğin hiç olmazsa belli bir oranda başarılamayacağı
anlamına gelmiyor. Ülkemizde maalesef matematiğe karşı önyargılarımız
bir hayli fazla. İsterseniz bu önyargıları ve önyargılarımızın gerçeklik
düzeyini kontrol edelim:
Matematik dersi zor bir derstir!
Matematik dersi acaba gerçekten zor mu yoksa biz mi zorlaştırıyoruz?
Genellikle matematik dersinde anlatılan konular o an sınıfın büyük
çoğunluğu tarafından anlaşılır. Öğretmen konunun anlaşılıp
anlaşılmadığını test etmek amacıyla sınıfa sorular sorar, sınıftaki
birçok öğrenci bu soruları cevaplar. Fakat ne olursa bundan sonra olur.
Ders biter, kitap ve defterler kaldırılır, bir daha ancak gelecek
haftaki derste yeniden açılır. Öğrenildiği ’sanılan’ bilgi de tekrar
edilmediği için bir hafta içinde kolayca unutulur. Öğrenci öğrendiğini
sandığı konuların bir haftalık süre içinde unutulduğunu görünce hayal
kırıklığı yaşar. Bu da ’matematik zordur!’ önyargısının oluşmasına neden
olur.
Çalışsak da başarılı olamayız!
Birçok öğrenci, derslere sınavlardan bir iki gün öncesinden başlayıp
yüksek bir tempoyla geceli gündüzlü çalışır. Fakat bu haftalardan beri
yığılmış konuları kavramaya yetmez. Hele bu ders sistemli ve planlı
çalışmayı gerektiren matematik dersi olunca, son iki üç günlük
çalışmamız bizi maalesef sonuca ulaştırmaz. Yapılan diğer bir yanlışlık
da matematik dersine kalem oynatmadan yani problemleri yazarak
çözmeden çalışmaktır. Problemlerin çözüm yollarının kavranılmasında
ve işlem çözme hızının artırılmasında yazarak çalışmak son derece
önemlidir.
Sadece çok zekiler başarabilir!
Tabii ki matematiğe ilgi ve yeteneği olan öğrenciler, matematiğe ilgisi
ve yeteneği daha az olanlardan biraz daha başarılı olabilir; fakat
başta da belirttiğim gibi matematiğe çok fazla ilgi ve yeteneğiniz
olmasa da sistemli ve düzenli çalışmak sizi de başarıya ulaştıracaktır.
Matematik dersi sıkıcıdır!
Bulmaca çözmek sıkıcı mıdır? Eğer bulmacadaki soruları
cevaplayabiliyorsanız gayet eğlencelidir. Normalde matematik dersi
eğlencelidir. Bir matematik problemini çözdüğünüzde başarma
duygusunu hissedersiniz; fakat yukarıda belirttiğimiz çalışma şartlarını
yerine getirmeyen arkadaşlar, bir bulmacayı çözemeyince sıkıldığı gibi
matematikten de sıkılacaklardır.
Matematikçiler felakettir!
Böyle bir genelleme yapmak sanırım son derece yanlış. İyi, kötü
öğretmen kavramı bütün branşlar için geçerli bir kavramdır. Genellikle
matematik derslerinde başarı düzeyi düşük olduğu için matematik
öğretmenleri üzerinde böyle haksız bir etiketin varlığı söz konusu
olabilir. Haksızlık etmeden önce matematiğin hakkını vermeye çalışmak
gerekiyor.
Osman Algın*
* Özel Bakırköy Fatih İlköğretim Okulu Psikolojik Danışmanı