Matematikte somut örnek verme en iyi yöntem değil!:
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, matematik eğitimi sırasında somut örnekler vermek en iyi yöntem değil.Araştırmanın yapıldığı Ohio Eyalet Üniversitesinin tanımalı bilim merkezi müdürü Vladimir Sloutsky, "Matematiği somut bir örnekten yola çıkarak anlatmak çok zor. Somut örnekler, öğrenilenleri sınamak için iyi bir yöntem olabilir, ancak eğitim aracı olarak kötü yöntem" diye konuştu.
Amerikan Science dergisinin bugünkü sayısında yayımlanan araştırmaya göre, matematiği somut örneklerle öğrenen öğrenciler, soyut eğitim tarzıyla öğrenenlerle kıyaslandıklarında bunları yeni bir bağlamda kullanmakta sıkıntı çekiyorlar.Araştırmanın eşbaşkanlarından Jennifer Kaminski, soyut yöntem formülünü öğrenmedilerse "A treni B treni ile ne zaman karşılaşır?" sorusunu çözen öğrencilerin büyük bölümünün, bu çözümü diğer örneklere uygulamayamadıklarını belirtti.Teorilerini 4 gruba ayırdıkları 80 öğrenci üzerinde sınayan araştırmacılar, bir aritmetik sorusunun çözümünü ilk üç gruba ayrı ayrı 3 somut örnek vererek, dördüncü gruba da soyut anlatım tekniğiyle öğrettiler.Araştırmacılar daha sonra öğrettiklerini sınamak için çoktan seçmeli bir soruyu 80 öğrencinin tamamına sordular.Soyut yöntemle hesaplamayı öğrenenlerin yüzde 80’i doğru yanıt verirken, büyük bölümünün "kafadan atarak işlem yaptığı" diğer gruplarda sadece yüzde 43 ila yüzde 51 oranında doğru yanıt çıktı. Vladimir Sloutsky, somut örneklerin, öğrencilerin bizzat kavrama odaklanmalarına bile engel olabilecek biçimde ilgilerini dağıtabileceğini belirterek, araştırma sonuçlarının pedagojide uzun zamandır inanılanları tartışmaya açtığına işaret etti. Jennifer Kaminski de "Bu kavramları çok sembolik yöntemlerle anlatmak zorundayız. Öğrenciler böylece bunları çeşitli alanlara ygulamaya çok daha hazırlıklı olurlar" dedi.
Türk mühendisler 40 milyon bilinmeyenli denklemi çözdü:
Türk mühendisler 40 milyon bilinmeyenli denklemi çözdü Türk bilim adamları, İngiltere'den ödünç aldıkları bilgisayar sistemi ile en büyük integral problemini çözmeyi başardı. 40 milyon bilinmeyenli denklemin çözülmesinin sağlık ve savunma sanayiine katkı yapacağı belirtiliyor. Cep telefonlarının sağlığa etkisi de bu sayede tespit edilebilecek.
Yabancı meslektaşlarına kıyasla kısıtlı imkânlarla çalışan Türk bilim adamları, uluslararası bir başarıya imza attı. Bilkent Üniversitesi Bilişimsel Elektromanyetik Araştırma Merkezi (BiLCEM), tarihteki en büyük integral problemini çözerek dünya rekoru kırdı. Proje lideri Prof. Dr. Levent Gürel ve ekibi, yazılımını ve donanımını kendilerinin hazırladığı paralel bilgisayar sistemi ile 40 milyon bilinmeyenli bir denklemi çözdü. Bu sayede çok üst düzey modellemeler yapmanın mümkün olacağı ve simülasyon sistemi ile özellikle savunma ve sağlık sektörlerinde büyük aşama kaydedileceği belirtiliyor.
Projenin amaçlarından biri ise cep telefonlarının insan sağlığı üzerindeki etkilerini tespit etmek. Daha önce ABD'nin Illinois Üniversitesi'nde görevli bilim adamları en çok 22 milyon bilinmeyenli denkleme ulaşabilmişti. Rekor, alanında dünyanın en önemli kuruluşu Elektrik-Elektronik Mühendisleri Enstitüsü'nce haziran ayında bilim dünyasına duyurulacak. Başarının ilginç bir de öyküsü var: Yüksek kapasiteli bilgisayarlara ulaşma imkânı olmayan ekip, kendi ürettikleri yazılımlar ile bir paralelleme metodu oluşturdu ve INTEL firması ile temasa geçti. İngiltere'deki sistemini ödünç veren firma, çalışanlarının tatilde olduğu bir hafta sisteme Ankara'dan erişim sağladı. Hafta boyu süren aralıksız çalışma, rekoru da beraberinde getirdi.
Prof. Dr. Levent Gürel'in liderliğini yaptığı ve doktora öğrencisi Özgür Ergül ile Tahir Malas'tan oluşan BİLCEM ekibi, uzun süredir proje üzerine çalışıyordu. Kendi hazırladıkları yazılımlarla çok çekirdekli birden fazla bilgisayarı bir araya getirdiklerini kaydeden Levent Gürel, yaklaşık 250 gigabyte'lık bir hafıza kapasitesine ulaştıklarını dile getirdi. Bu kadar büyük hafızaya sahip bilgisayarların milyonlarca dolarlık maliyeti olduğunu hatırlatan ekip başkanı, kendi kullandıkları sistemin sadece 150 bin dolar değerinde olduğunu ifade etti.
Türk mühendisler tarafından geliştirilen çalışma, bilim dünyasında karşılaşılan büyük problemlere çözüm olabilecek nitelikte. Sistemin öncelikli olarak savunma ve sağlık sektörlerinde kullanılması hedefleniyor. Yüksek seviyeli elektromanyetik modelleme sistemi ile uçakların gelişmiş radar çözümlemeleri yapılabilecek, radara yakalanmayan uçak ve gemiler tasarlanabilecek.
Nano optik görüntüleme ile çok küçük partiküllerin incelenmesi sağlanabilecek. Çalışmanın en önemli amaçlarından biri ise cep telefonunun insan sağlığı üzerindeki etkilerini tespit edebilmek.
Bilkent Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ergin Atalar da çözülen denklemin çok önemli olduğunu belirterek askerî ve sağlık alanında yapacağı katkılara dikkat çekti. Radar sistemlerinin bu çözümle daha detaylı bilgiler verebileceğini anlatan Atalar, "Uçağın büyüklüğünü ve modelini bile tespit edebilirler." diye konuştu. Projenin tıpta da kullanımının mümkün olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ergin Atalar, cep telefonunun insan beynini kaç dakikada ne kadar ısıttığı ve bunun ne derece zararlı olduğu bilgisinin elde edilebileceğini dile getirdi.
OKS de Soru Gelmeyecek Konular:
Bakanlık, OKS’de soru alanlarını daralttı. Uzmanlar, soru çıkma olasılığı düşük olan ve çalışılması gereken konuları belirledi.Sınavlarda farklı müfredatların çakıştığı alanlardan soru sorulacak.Milli Eğitim Bakanlığı okullar arasındaki müfredat farklılığı nedeniyle çıkabilecek sorunların önüne geçmek için OKS’de soru sorulacak alanları daralttı.120 ilköğretim okulunda pilot olarak yeni müfredatın uygulanması nedeniyle, her iki müfredatın kesiştiği alanlardan soru sorulmasına karar verildi.İki müfredatı da inceleyen Uğur Dershanesi Rehberlik uzmanları, soru çıkma ihtimali düşük olan ve özellikle çalışılması gereken konuları belirledi. Sorulma şansı düşük olan konular şöyle:
Matematik:
Oklit bağlantıları, işlem, modüler aritmetik konuları pilot okullarda uygulanan yeni müfredatta yer almıyor. Soru tipi olarak daha günlük hayata yakın modeller ve senaryoların kullanıldığı sorular yöneltilecek.
Türkçe:
Dil bilgisi konuları, klasik tarzda işlenmiyor. Bu yüzden önceki sınavlarda olduğu gibi alışılagelmiş tarzda sorular değil, daha kolay algılanabilir sorular yer alacak.
Sosyal bilimler:
Tarihin tanımı, ilkçağ uygarlıkları, duraklama dönemi, dağılma dönemi ve siyasi olaylar (ancak, ıslahat hareketleri var) dünyanın hareketleri, izohipsler, coğrafi bölgeler ortak konular arasında yer almıyor.
Fen ve teknoloji:
İki müfredatta örtüşmeyen konular çözünürlülük, hücre zarı madde geçişi ve dokular. Ancak, çözelti konusu yedinci sınıfta biraz işleniyor.
Matematik:
Kümeler, kareköklü sayılar, harfli ifadeler, problemler ve tipleri, istatistik ve grafikler, olasılık, üçgende benzerlik, dörtgenler, çember ve daire konuları ağırlıklı olarak gözden geçirilmeli. Bunlar, bir kez daha çalışılmalı.
Türkçe :
Türkçenin yüzde 80’i anlam bilgisi, yüzde 20’si ise dilbilgisi ve kullanımıyla ilgili. Üzerinde durulması gereken konular, sözcük, cümle, paragraf bilgisi, cümlenin öğeleri, anlatım bozukluğu, eylemde çatı, eylemsi, cümle türleri.
Fen ve teknoloji:
Elektrik, basınç, kaldırma kuvveti, hareket, iş enerji ve basit makineler, maddenin tanecikli yapısı, periyodik tablo, kimyasal bağlar, kimyasal tepkimeler, asit ve bazlar, hücre, fotosentez, solunum, canlıların doğa ile iletişimi, canlılarda üreme ve gelişme, kalıtım.
Sosyal bilgiler :
İslamiyet öncesi Türk tarihi, İslam tarihi, Türk İslam tarihi, Osmanlı kuruluş ve yükselme, Avrupa tarihi, inkılap tarihi, coğrafi konum, ölçek bilgisi, Türkiye’nin iklimi, Türkiye’nin coğrafi konumu, komşuları ve Türk dünyası, vatandaşlık bilgisi... Tarih konularında inkılap tarihi yüzde 70 ağırlıkta.
ANA sayfaya dön...